Reklam
Bugun...
Reklam
Advert
Devletin Angarya Memuru: ”Öğretmen”


Cumhur ÖZTÜRK Açı-Yorum
unyevizyongazetesi@gmail.com
 
 

Siz hiç Karakol boyayan polis, bekçi ya da komiser gördünüz mü?

Göremezsiniz, herkesin iş tanımı yapılmıştır. Polis ya da bekçi, güvenlikten sorumludur. Boya badana; Polis ve bekçinin görev tanımında yoktur. Polis ya da bekçi devletin karakolunu boyamak zorunda değildir. Boyarsa karakola gelenlerin takdirini kazanmaz. “Karakolu kendi emekleriyle boyayıp hizmete açan kahraman polisler” konulu bir haber okumamışsınızdır. Polisin kahraman olması: Görev tanımına giren işleri korkusuzca yapması ile gerçekleşir ki doğrusu da budur. İnsanlar polisten bunu bekler. Oysa öğretmen eğitim öğretimden çok “okuldan” sorumludur. Bahçedeki ağaçtan kalorifer kazanına; tuvaletteki sabundan, okulun boya badanasına kadar öğretmenin sorumluluğudur.

Hastanenin kapısını tamir eden, ettiren, hekim ya da hemşire gördünüz mü? Görmemişsinizdir. Sağlık çalışanlarının iş ve görev tanımı içerisinde bu yoktur.

Hastaneye gelen hastalar doktor ve hemşireden bunları beklemez. Doktorun “iyi doktor” olması: Gelen hastalara şifa olmasına bağlıdır. Hastalar doktorun boya yapmasını değil kendisini iyileştirmesini bekler.

Oysa öğretmen, okulun her türlü bakım onarımından sorumludur. Öğretmenin “iyi öğretmen” olması; okuldaki bütün sorunları çözmesine bağlıdır.

Ayrıca öğretmen, sınıfındaki velilerle toplantı yaparak okulun kurallarını anlatmak zorundadır. Öğrencilerin evini ziyaret edip fotoğraflarını okul müdürüne göstermek zorundadır. Okul aile birliğince toplanacak paraları bu toplantılarda tahsil etmek zorundadır.

Görev tanımında olmamasına karşın öğretmen bunu yapmak zorundadır. Personel servislerini denetleyen belediye su sayacı okuma memuru gördünüz mü?

Her gün personeli işe getiren servis araçlarının koltuklarını, trafik muayenesini, sigortasını, kapısını, penceresini her ay kontrol edip tutanak tutan belediye personeli var mıdır? Yoktur, olmamalıdır. Su sayacı okuma memurunun görev tanımında bu yoktur. Su faturalarını ödemek isteyen vatandaş, araç kontrol eden su sayacı okuma memurunu takdir etmez, alkışlamaz… Kaldı ki servis araçlarını denetleme yetkisi olan “trafik polisleri” de kafasına göre denetim yapamaz. Denetim yapılacak güzergâh, denetimde görev alacak yetkililer ve saatler için valilik veya kaymakamlık onayı gerekmektedir.

Oysa öğretmenin öğrenci servislerini denetlemesi: Okul müdürü ya da yardımcısının bir yazısına bakar. Kayıtsız şartsız itaat eden öğretmen hiçbir güvencesi olmadan denetimi koşa koşa yapar…

Öğretmen okulda nöbet tutar. “Nöbet” deyince doktor ya da savcı nöbeti ile karıştırmayın. Nöbetçi öğretmen, nöbetçi doktor ya da savcı değildir.

 

Nöbetçi doktor: Nöbet süresince görev tanımında yer alan hastalara şifa verme görevini yapar. Acil müdahaleleri yaparak hastalara hayat verir. Bunun karşılığında da komik olmayan nöbet ücreti alır.

Nöbetçi hâkim ya da savcı: Nöbet süresinde hukuki iş ve işlemlerde bulunur. ”Suç işlemeyin.” “Vatandaş, neden arkadaşının kafasına vuruyorsun, ayrılın bakayım” diyerek nöbet süresince devriye gezmez.

Nöbetçi öğretmen ise: omzunda bir tek tüfeği eksik sınır devriyesi gibidir. Okula izinsiz giren veya çıkan veliden, çocuktan, köpekten ve kediden sorumludur. Kantinde sıra olmayan öğrenciden sorumludur. Okulun temizliğinden sorumludur. Tuvaletlerin temizliğinden, sudan ve sabundan sorumludur. Öğrencilerin sınıfa girişlerinden çıkışlarından sorumludur. Öğrencinin parmağı sıraya sıkışsa nöbetçi öğretmen soruşturma geçirir. Bütün bu işler nöbetçi öğretmenin görevidir.

Nöbetçi öğretmenin eğitim öğretimle ilgisi yoktur. Bir güvenlik görevlisi gibi okul içinde devriye görevi yapar. Öğrencinin anlayamadığı konulara yardımcı olmak ya da soru çözümünde yardımcı olmak gibi bir görev tanımı yoktur.

Evrak ve kırtasiye işlerinde mahkemelerden geri kalmaz. Şube kurul tutanakları, Zümre tutanakları, Veli toplantıları ve tutanaklar, Okul aile birliği toplantıları, BEP planları, yıllık ve günlük planlar, belirli gün ve haftalar gibi saymakla bitmez bir ton kağıt… Klasör klasör dosyalar…

“Amma da dert yandın” dediğinizi duyar gibiyim. Bu saydıklarımdan dert yanmayan mutlu olanlarımız var elbette. Özellikle yetersiz idareci tayfası çok sever kağıt ve evrak işini.

Hatta sınıf başkanlığı seçimi için bile okul müdürüne imzaya gidilmesine bayılır. Bu idarecilerin egosu; eğitimden önemlidir.

Asıl işi olan eğitim öğretimin dışında kalan bütün işler, öğretmen için: “ANGARYADIR.”

Yukarıda saydığım bu boş ve anlamsız angaryalar yerine öğretmenlerimize, tiyatro, sinema ve konsere gidebilmeyi, müzik yapabilmeyi, kitap okuyabilmeyi, doğa ile iç içe spor yapabilmeyi resim ile uğraşabilecek zaman ve parasal olanak sağlasanız, eğitim öğretim adına çok şeyin değişeceğini göreceksiniz.

Ya da ne gerek var? Dayayın öğretmenlere angaryayı, sürsün bu düzen…



Bu yazı 747 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YORUM YAZ

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANAN HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI